16 Şubat 2015 Pazartesi

Seçim Çalışmalarına Başladık

HDP Çanakkale İl Seçim Komisyonu Kuruldu
HDP Çanakkale Eşbaşkanı Şeyhmus Aslan toplantıda bilgi veriyor
HDP Çanakkale İl Örgütü Seçim Komisyonu, seçim çalışmalarına başladı. İlk toplantısını, bu akşam, Barbaros Mahallesi’nde gerçekleştiren Seçim Komisyonu, hafta boyunca, beş gün süreyle her akşam bir mahallede halkla toplantı yapacak. İl Başvuru Kabul Komisyonu da, 16 Şubat – 2 Mart tarihleri arasında, HDP İl binasında, milletvekili aday adaylarının başvurularını kabul edecek.

Barbaros Mahallesi’ndeki Keskin Kıraathanesi’nde, saat 20.00’de, ilki yapılan toplantıda, Eşbaşkan Şeyhmus Aslan, HDP’nin tüzüğünden ve bugünlere nasıl gelindiğinden söz ederek, Eşbaşkan Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki başarısının genel seçimlere parti olarak katılma konusunda cesaret verdiğini anlattı.

Seçim kütüklerinde isim kontrolü çok önemli


Eşbaşkan Şeyhmus Aslan, toplantıda gündemdeki iki önemli konu hakkında bilgi verdi. Birinci olarak, milletvekili aday adaylarında bulunması gerekli nitelikler sıralandı. İkinci olarak, seçmenlerin oy kullanacakları yerdeki seçmen kütüklerine adlarını yazdırmaları konusunda titiz davranmaları gerektiği vurgulandı. Seçmenlerin yalnız kendilerininki değil, ailelerinde oy kullanacak kişilerle, işyerlerinde çalışan elemanların adlarını yazdırmaları konusunda da titiz davranmalarının çok önemli olduğu anlatıldı. Barajı aşmak için bir oy’un bile çok önemli olduğu ifade edildi.

HDP Çanakkale İl Seçim Komisyonu’nun önümüzdeki mahalle toplantıları şöyle planlandı:

17 Şubat: Esenler - Başkanın Kahvesi          (saat: 20.00)
18 Şubat: Kepez   - Kirvenin Yeri                   (saat:20.00)
19 Şubat: Dörtyol  - (yeri saptanmadı)           ( saat: 20.00)                                                                   

Benim Adım Özgecan...


ÖZGECAN İÇİN MEYDANDAYDIK


"Erkek-yargı-devlet işbirliğinden hesap soruyoruz!"

Çanakkale Kadın Platformu;11 Şubat günü,Tarsus'ta bindiği minibüs şoförü tarafından tecavüze uğrayarak öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan için meydandaydı. Erkeklerin de destek verdiği yürüyüşte, Çanakkale Kadın Platformu adına, basın açıklaması, Yasemin Adsız tarafından okundu. 2015'in ilk 46 gününde, Türkiye'de, Özgecan da dahil olmak üzere 37 kadının erkek şiddetiyle katledildiği belirtilen açıklamada, "Meclisin, kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanmasını ve bu toplantıda, kadın örgütlerinin belirlediği cinayetleri önleyebilecek temel şartlar doğrultusunda acil bir eylem planı oluşturmasını talep ediyoruz!" denildi. 


Özgecan Aslan
Çanakkale Kadın Platformu'nun basın açıklamasının tam metni şöyle:


"Benim adım Özgecan...


20 yaşında genç bir kadınım. Siz dünyayı sadece kendi etrafınızda dönüyor sanırken ben Mersin'in Tarsus ilçesinde birkaç gündür kayıptım. Eve gitmek için bindiğim otobüste şoförün tecavüzcü bir katil olduğunu nerden bilebilirdim? Minibüste kalan son kişi olmanın yaşattığı gerginliği biz kadınlar iyi biliriz. Peki ya siz? Gözlerimi bir kere bile şoför koltuğundaki erkekle keşiştirmemek için camdan dışarıya endişeyle bakarken, kulağımdaki kulaklığın sesini yükseltip "Bitsin şu yol" diye beklerken neler hissettiğimi anlayabilir misiniz?

Benim adım Özgecan...

Sadece evime gitmek istedim. Minibüsün evimin yoluna değil de başka bir yola saptığı ilk anda kalbimin ağzıma gelişini, "Tekrar evimde olabilecek miyim, bir mucize olacak mı, biri bana yardım edecek mi, kurtulacak mıyım?" diye son ana kadar umut edişimi bilebilir misiniz?

Benim adım Özgecan...

20 yaşında, yaşama dair hayalleri, umutları ve yapacak onca güzel şeyi olan bir candım. Bindiğim minibüsün şoförü Suphi Altındöken bana tecavüz etmek istedi. Direndim, tırnaklarımı tecavüzcünün yüzüne geçirdim, bağırdım, mücadele ettim, biber gazı sıktım. Gözü dönmüş tecavüzcü katilin vazgeçeceği yoktu. Genç bedenimi defalarca bıçakladı, bıçakladı, bıçakladı. Yetmedi, işlediği cinayeti ört pas etmek, cesedimi yok etmek için soğukkanlılıkla iki erkeği aradı. Ölü bedenim üç erkek tarafından benzin dökülerek yakıldı. 

Beni bir dere yatağına attılar.
Ölü bedenim size ne anlatıyor?
Bu ülkede, sırf kadın olduğu için, erkeklerce katledilen binlerce kadını hatırlatmıyor mu?

Benim adım Özgecan...

Erkeklerin şiddeti canımı aldı.
Hayallerimi, umutlarımı, sevdiklerimi, yapacağım onca güzel şeyi aldı.
Benim gibi başka canlar öldürülmesin diye; beni unutmayın, beni unutmayın, beni unutmayın" ........

Erkek-yargı-devlet işbirliğinden hesap soruyoruz


Çanakkale Kadın Platformu olarak, bugün Özgecan Aslan için buradayız.
Bugün, kadın cinayetlerinin hızla artmasına neden olan erkek-yargı-devlet işbirliğinden hesap sormak için buradayız. Bugün, katliam boyutuna varan kadın cinayetlerine karşı yine sokaklarda, yine isyandayız!

2015 yılında 46 günü geride bıraktık. Bu 46 günde Türkiye'de Özgecan da dahil olmak üzere, 37 kadın, erkek şiddetiyle katledildi. Her hafta, kocası, babası, erkek kardeşi, oğlu, boşanmak, ayrılmak istediği kocası/sevgilisi, müşterisi tarafından öldürülen kadınların ve trans kadınların haberlerini duyuyoruz.

Kadınlar, her gün, kendi hayatları hakkında karar vermek isterken, evlerine, işlerine, okullarına gitmek isterken, akşam sokakta yürürken, taksiye minibüse binerken erkekler tarafından öldürülüyor. Bu cinayetlerin sürekliliği, cinayetleri durdurmayan, gereken önlemleri almayan devletin eril yapısını gözler önüne seriyor.

Hukuk sistemiyle cinayetler meşrulaştırılıyor, teşvik ediliyor. Yaşadığımız erkek şiddeti cezasız kalırken, aileye mecbur bıraktığımız politikalar oluştururken biz kadınlar her gün öldürülüyoruz. Geçtiğimiz yaz, Çanakkale Barbaros Mahallesi'nde, boşanmak üzere olduğu kocası tarafından vurularak öldürülen 21 yaşındaki Şefika Hersek'i unutmadık, unutmayacağız.

Devletin hiçbir etkin önlem almadığı bu ülkede; kadınlar, her gün, şiddet, taciz, tecavüz, cinayet tehdidi altında yaşamak zorunda bırakılıyor. Ne evlerde ne sokaklarda güvenliğimiz var. 

 
Biliyoruz ki, hem iktidar hem de toplum tarafından kadınlara yönelik, hız kesmeyen baskıcı ve cinsiyetçi saldırılar şiddetin daha fazla yayılmasına, sistematikleşmesine ve meşrulaştırılmasına neden oluyor.



Meclis olağanüstü toplansın!


Kadın cinayetleri politiktir. Evlerde, iş yerlerinde, sokaklarda şiddet, taciz, tecavüz korkusu duymadan özgürce yaşamak istiyoruz. Artık tek bir kadının daha şiddet görmesine, katledilmesine tahammülümüz yok!

Kadın cinayetlerine karşı isyanımızı haykırmak için ev işi, çocuk bakımı dayatmalarına kulak asmadan sokaklara çıkıyoruz! Meclisin olağanüstü toplanması için ses çıkarıyoruz;

Siz aile, fıtrat dedikçe kadınlar öldürülüyor!
Siz ses çıkarmadıkça kadın cinayetleri meşrulaşıyor!
Siz haksız tahrik dedikçe, hayatımız tehlikeye giriyor!

Meclisin, kadın ve trans cinayetleri gündemi ile olağanüstü toplanmasını ve bu toplantıda, kadın örgütlerinin belirlediği cinayetleri önleyebilecek temel şartlar doğrultusunda acil bir eylem planı oluşturmasını talep ediyoruz!

Biliyoruz ki biz kadınlar bir araya gelebilirsek cinayetleri önleyebiliriz. Biz kadınlar bir araya gelebilirsek, Özgecan için erkeklerce öldürülen tüm kız kardeşlerimiz için kadın cinayetlerinin hesabını sorabiliriz.


Biz kadınlar bir kez daha haykırıyoruz!
Bu dünyanın yarısı biziz!
Erkeklerden alacaklıyız!
Eşitlik, özgürlük ve adalet istiyoruz!

Bu mücadelede hepimiz birer Özgecan'ız!

Yaşasın Kadın Dayanışması!



 

Özgecan Eyleminden Notlar



Dün bizim için çok acı bir gündü; çünkü 20 yaşındaki bir genç kız, bindiği minibüsün şoförü tarafından tecavüz edilip, bıçaklanmış, katil yardıma çağırdığı iki erkekle beraber, Özgecan’ın cesedini yakarak, daha da büyük bir vahşete imza atmıştı. Dün, Özgecan ve erkekler tarafından katledilen tüm kadınlar için yürüdük, acımızı ve isyanımızı haykırdık.

HDP Kadın Komisyonu olarak, bizler, Çanakkale Kadın Platformu öncülüğünde, Özgecan için yürüdük, yukardaki basın açıklamasına katıldık, sonrasında da Kordon boyunca yürüyüşümüzü yaptık.

Katılım beklenenin çok üstündeydi. Çok güzel bir hava vardı, ama acımız çok büyüktü. Acımızı sloganlarımızla haykırdık.

Tek kötü diyebileceğim olay; erkeklerin, her zaman olduğu gibi, ön sıralara geçmeleriydi. Platform sözcüsü Yasemin Adsız erkeklerin arkalara geçmesini rica edince kısa süreli bir tartışma yaşandı. Sonunda yanlış anlaşılmaları aşarak basın açıklamasını bitirdik.

Bundan sonraki tek temennimiz, böyle büyük acılar yaşamamamız ve kadın cinayetlerinin artık son bulmasıdır
.

Ebru Çalışkan Helvacı
HDP Kadın Komisyonu Temsilcisi 




14 Şubat 2015 Cumartesi

Çanakkale'deki Eğitim Boykotuna Katıldık.



HDP Çanakkale İl Örgütü, 13 Şubat günü düzenlenen Okul Boykotu'na destek için kentin sokaklarındaydı. Eğitim-Sen'in düzenlediği, HDP'nin yanı sıra, Pir Sultan Abdal Derneği, EMEP, Halkevleri, SYKP (Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, BHH (Birleşik Haziran Hareketi) gibi kuruluşların katıldığı grup, saat 11.00'de Salı Pazarı meydanında toplanarak iskeleye doğru yürüdü. "Ana Dilinde Bilimsel Laik Eğitim" sloganı atan yürüyüşçüler, İç Güvenlik Yasa Tasarısı'nı da protesto ederek, "AKP İç Güvenlik Yasa Tasarını Al Başına Çal" gibi sloganları da seslendirdiler.

Çocukların da katıldığı boykot yürüyüşüne halktan ve esnaftan alkışlı destek geldi. O sırada, kenti gezmeye gelen Avcılar Belediyesi otobüsünden inen bazı yolcular da bayraklarla yürüyüşe katıldılar. 



                                                                                 

Akşam, HDP ve diğer örgütlerin katılımıyla, KESK dönem sözcüsü ve SES Çanakkale Şube Başkanı Yusuf Yıldırım tarafından, İskele Meydanı'nda bir basın açıklaması yapılarak, boykot eylemleri sırasında Türkiye genelinde gerçekleştirilen gözaltına almalar kınandı. 

 
KESK Çanakkale Dönem Sözcüsü Yusuf Yıldırım, HDP Çanakkale Eşbaşkanı Şeyhmus Aslan ve İl Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Faruk Kırnıç

12 Şubat 2015 Perşembe

13 Şubat’ta, Çocuklarımıza ve Okullarına Sahip Çıkıyoruz!

 Alevi derneklerinin çağrısıyla 8 Şubat 2015 Pazar günü İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilen ve HDP'nin de aktif destek verdiği mitingin ardından, 13 Şubat günü gerçekleştirilecek okul boykotunu ve ülke çapında eş zamanlı gerçekleştirilecek eylem ve etkinlikleri destekliyoruz; Türkiye halklarını, çocuklarına ve okullarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Etkinlik kapsamında, yarın (13 Şubat) saat 11.00'de, eski Salı Pazarında toplanılarak, İskele Meydanı'na doğru yürüyüşe geçilecek ve basın açıklaması yapılacak. HDP Çanakkale İl Örgütü, okul boykotuna tam destek için hazır bulunacak.

Hükümet yükümlülüklerini yerine getirmiyor

Okul boykotu ve eylemlere ilişkin olarak HDP'den yapılan açıklama şöyle:

"Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 6. Maddesi, her çocuğun yaşama hakkına sahip olduğunu ve devletin çocuğun yaşamını ve gelişimini güvence altına almakla yükümlü olduğunu söyler. Ancak yaşadığımız coğrafyada durum hiç iç açıcı değil. Çünkü devlet, çocuklarımızın ruhlarını, zihinlerini, yaratıcılıklarını öldürüyor. Onları sadece "Türk", "Sünni" ve "erkek" olarak şekillendirmeye çalışıyor. Zorunlu din ve ahlak dersleriyle, anadillerinde eğitimden mahrum bırakarak, cinsiyet rolleri ve cinsel kimlikleri dayatarak; bilimden, sanattan, felsefeden uzak tutarak onları örseliyor.

Bunlarla da yetinmiyor. Sokaklarda oyun oynarken, çalışıp yaşamını sürdürürken, uzaktaki okullarına ulaşmaya çalışırken ya da okullarda ihmal sebebiyle çocuklarımız öldürülüyor. Okulların fiziki koşullarının yeterince denetlenip iyileştirilmemesi sebebiyle ölümlerin yaşanması, hükümetin Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerin en temel olanlarını yerine getirmediğinin kanıtıdır.

 "AKP iktidarında 3 yılda ölen çocuk sayısı 2057

Verilere baktığımızda, devletin değil gelişimini, çocuklarımızın yaşamını dahi güvence altına almadığı görülüyor. AKP iktidarı döneminde, 2011, 2012, 2013 yıllarının ayrıntılı verilerine göre, 3 yılda ölen çocuk sayısı 2057’dir. Sadece geçtiğimiz yıl, devlet eliyle ve devlet önlem almadığı için ölen çocuk sayısı 633'tür. 2015'in ilk ayında ihmal sebebiyle 3, polis kurşunuyla Cizre’ de 4 çocuk hayatını kaybetmiştir. 2014 yılında ölen çocukların 54'ünün ölüm sebebi iş cinayetidir.

 Son 4 yılda güvenlik birimlerine getirilen çocuk sayısında 4 kat artış

Yaşanan çocuk ölümleri dışında endişe verici bir diğer veri de, TÜİK Adalet İstatistikleri'ne göre son 4 yılda güvenlik birimine gelen/getirilen çocukların sayısındaki 4 kat artıştır. İhmal, istismar ve güvenlik güçlerinin sebep olduğu şiddet olayları sebebiyle önceki yıl 273 bin 571 çocuk güvenlik birimlerine getirilmiştir. Veriler bu denli endişe verici durumda iken, hükümetin tedbir almak adına tek uygulaması ilgili verilerin emniyet müdürlüklerinden milli eğitim müdürlüklerine aktarılması olmuştur. Nasıl bir iyileşme yaratacağı belli olmayan bu bilgi paylaşımı ise hiçbir gizlilik prensibine uyulmadan yapılmış, çocuklar ve aileleri mağdur edilmiştir. Hükümet “en az 3 çocuk” demeye devam ederken, çocuk gelin sayısı 2010-2014 arasında 181 bine ulaşmış, lise öğrencilerine bile evlenme izni çıkmıştır.

12 yıllık AKP iktidarı döneminde bombalarla, kurşunlarla, gaz kapsülleriyle, ihmallerle, okullarda veya okul yollarında, sokaklarda, işbaşında, top oynarken ya da duvar boyarken binlerce çocuğumuz yaşamını kaybetmiştir. Zorunlu dil, din, cinsiyet, müfredat dayatmalarıyla yaşatılan çeşit çeşit ruhsal yaralamalar, örselemeler de cabası.

Çocuklarımızın devlet eliyle şekillendirilmesine hayır!

Çocuklarımızın devlet eliyle şekillendirilmelerine ve öldürülmelerine göz yumamayız. Fişlemeleri, fiziki koşulların elverişsizliğini, çocuk yaşta evlendirilmeyi ve işçiliği, biber gazı ve kurşunun şiddetini, zorunlu dil, din, cinsiyet dayatmalarını reddediyoruz. Demokratik, eşit, erişilebilir, kamusal, bilim, sanat ve felsefeyle örülü; anadilinde, cinsiyet özgürlükçü, ekolojik, özgürlükçü laiklik yaklaşımıyla yapılandırılmış bir eğitimden ve okullardan yanayız."



6 Şubat 2015 Cuma

Şırnak Vekilimiz Hasip Kaplan Kentimizdeydi.


HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 28 Aralık 2014'de düzenlenen, Birinci İl kongresi için geldiği Çanakkale'de, HDP'ye, Türkiye siyasetine ve Çanakkale'ye dair açıklamalarda bulundu. Kaplan, “İnanıyorum ki, 2015 seçimleri Davutoğlu'nun da, Kılıçdaroğlu'nun da, Bahçeli'nin de son seçimleri olacak. Siyasette yeni liderler dönemi açılacak, yeni partiler dönemi açılacak” dedi.

HDP'li Hasip Kaplan, Çanakkale'de partililerin büyük bir coşkusu ile karşılandı. Kaplan, Çanakkale'de kongre öncesi basın mensupları ve sivil toplum kuruluşları ile kahvaltıda bir araya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Kaplan, HDP'den diğer partilere,Türkiye siyasetinde Çanakkale'ye dair samimi değerlendirmeler yaptı. Çanakkale'nin tarihsel önemi ve misyonunun, Türkiye'nin barışına katkı sağlayacak önemli bir birikim olduğunu da ifade etti. “Çanakkale'ye HDP kongresi vesilesi ile geldim” diyen Kaplan, “2015 seçimlerine HDP olarak, parti olarak girmek üzere çalışmalarımızı 81 ilde sürdürüyoruz. Bu anlamda Çanakkale bizim için son derece önemli, özgün bir ildir. Özellikle 2015 'Barışa ev sahipliği' yapmaya hazırlanan Çanakkale'nin, ülke barışında da son derece önemli bir şehir olduğunu ve katkısı olacağını düşünüyoruz. Çünkü, Çanakkale'nin tarihten gelen bir önemi var. Burada ülkenin bağımsızlığı için Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle ve tüm azınlıkları ile binlerce şehit yatmaktadır. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini de dikkate aldığımızda, Türkiye'nin yeniden bütünleşmesi için, yeniden birliğini sağlaması için, yeniden eşit yurttaş hukukunu yaratması için, bir çatı altında bütün Anadolu'yu, Mezopotomya'yı,Trakya'yı, hatta, Ortadoğu'yu, Balkanları ve Kafkasları birleştiren bir felsefeye ihtiyacımız var. Bu anlamıyla, Çanakkale'de kongremizin bu sürece hizmet etmesi, katkı sunması ve sesimizi Türkiye'nin her tarafına yayma ve güçlendirme amacındayız. Bu açıdan baktığımız zaman çok önemli bir noktadayız” ifadelerini kullandı.



“Bir dahaki kongreye bakan olarak geleceğiz”

Kaplan, HDP'nin iktidar alternatifi olduğunu ve 2015 seçimlerin Türkiye ve HDP için büyük önem taşıdığını ifade ederek,“2015 seçimlerinin en önemli konumunda olan parti, Halkların Demokratik Partisi. Bir çatı örgütlenmesidir, şemsiyesi altında farklı grupların, demokrat muhafazakarlardan, en sola dediğimiz, radikal sol, sosyalist değerlerin bir araya geldiği bir oluşumdur. Türkiye'nin her tarafında bu ittifakın etkili olması bizim için önemlidir. İki dönemdir, barajı aşarak seçimlere bağımsız geldik, grup kurduk, artık Türkiye'de iktidara talip olma durumundayız. Yani, önümüzdeki dönem, Türkiye iktidarında bir dahaki Çanakkale kongresine milletvekilleri olarak değil, partimizin bakanlarının katılmasını, hedefleyen bir çaba içindeyiz” dedi.

“Çanakkale ne ise, Şırnak da odur”

Kendisi için Çanakkale ile Şırnak'ın aynı öneme sahip olduğunu da ifade eden Kaplan, “İnanın, Çanakkale ile ilim Şırnak'ın kıyaslamasını yaptığım zaman, Şırnak'taki termik santrallerin halkımıza nasıl zarar verdiğini görüyorsak, burada da aynı zararı verdiğini görüyoruz. Burada İda Dağı'nı madencilik faaliyetleri ile tarumar eden anlayışın, Şırnak'ta da aynısını görüyoruz. Burada HES barajları ile yapılan tahribatın aynısını bizde de görüyoruz. Burada Troia gibi antik çağlara giden, destanlara yazılan bir tarih vardır, bizim de vardır. Bunları birleştirmek gibi, tarihi bir misyonumuz var. Bunu birleştirerek Türkiye'de 2015'ten sonra, bugüne kadar sistem partilerinin yapamadığı bir şeyi, radikal bir sıçramayla yapmak istiyoruz; yeni bir demokratik anayasa” dedi.



"HDP dönemi, bu dönemden çok farklı olacak"

“Bizim dönemimizde seçim barajları olmayacak, kimse oy hırsızlığı yapamayacak” diyen Kaplan, “Şu an Türkiye'nin ana gündemi nedir diye baktığımızda, birinci ana gündem maddesi adaletsizliktir. Yolsuzluk yapanların kahraman gibi ortada dolandığı, hak arayanların mağdur edildiği, her gün yeni baskı ve güvenlik yasalarının çıkarıldığı ve yurttaşın tamamının makul şüpheli durumuna getirildiği, güvenlik güçlerine sınırsız yetkinin verildiği, dinlemenin alıp başını gittiği, bir açık cezaevine dönüştü Türkiye. Kaderi değiştirmek zorundayız. Bu ülkenin kaderi değişmek zorunda. Bu ülkenin her bir bireyinin, yurttaşının, hukuka ve güvenebileceği, sığınabileceği bağımsız bir yargıya ihtiyacı var. En son sığınacağımız liman bağımsız yargıdır. Bağımsız yargı olursa, hukuk devleti olur, barış olur. Çünkü adalet yoksa, barış da yoktur. Biz çözüm sürecine bu gözle bakıyoruz” şeklinde konuştu.


“2015 seçimleri, Türkiye siyasetinde yeni bir dönem olacak”

“Çözüm süreci bizim için, aslında Ortadoğu kaynarken, Türkiye'nin bütünlüğü için de sorunlarımızı demokratik yoldan çözme çabası ve mücadelesidir” diyen Kaplan, “Demokratik çözümü öne koyan bir mücadeledir. Bu mücadelede biz, demokrasi güçleri ile beraber olmak isteriz. Beraber siyaset yapmak isteriz. Biz hem emekçi halkı koruyan bir konumdayız hem de ezilen halkları, ötekileştirilen inançları, azınlıkları yani bu ülkenin tüm yurttaşlarını, ayrımsız güvence altına alacak bir model düşlüyoruz. Bunun potansiyeli Türkiye'de var. İnanıyorum ki, 2015 seçimleri Davutoğlu'nun da, Kılıçdaroğlu'nun da, Bahçeli'nin de son seçimleri olacak. Siyasette yeni liderler dönemi açılacak, yeni partiler dönemi açılacak. Siyaset Gezi Direnişi'nden, Kobane'den ve bu yolsuzluk dosyalarından sonra bu minvalde, bu şekilde yürüyemez artık. Türkiye'nin siyaseti, 2015 seçimlerinde tamamen değişecek. İstedikleri kadar baskı yasalarını getirsinler, istedikleri kadar iktidar para döksün, istedikleri kadar seçim barajı koysun." ifadelerini kullandı.

“Termik santrale Çanakkale halkı karar versin”

“Bu süreçte bizim fonksiyonumuz, demokrasinin harcıyız, Türkiye'nin birliğinin ve bütünlüğünün harcıyız” diyen Kaplan, “Biz bu misyonu sağlarken bize, bölücü gözüyle yaklaşan, artık bayatlamış siyaset sendromu kendine yeni bir bahane bulmak zorundadır. Hiçbir şansı yoktur. Biz Türkiye'yi fakir-zengin, laik-antilaik, sağcı-solcu, Türk-Kürt die bölmedik. Bizim partimizde şu an hem Türkler, hem Kürtler hem Süryaniler hem de farklı kesimler milletvekilidirler. Bizim şu anki konumumuz ve misyonumuz böylesine önemlidir. Ama bizim demokrasi projemizde, halkın karar mekanizması vardır. Yerel yönetimlerin demokrasiyle güçlendirilmesi modeli vardır. Bırakın, Çanakkale'ye termik santral yapılacaksa Çanakkale halkı karar versin. Bir şirket patronu ile bir bakan kentin kaderine el koymasın. Bizim istediğimiz budur,” ifadeleri ile konuşmasını tamamladı.

(Kaynak: Çanakkale Olay Gazetesi.)


1. İl Kongremiz Yapıldı


HDP Çanakkale İl Örgütü 1.Kongresi, 28 Aralık 2014 tarihinde, HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın katılımıyla yapıldı. Yoğun katılımın olduğu kongrede konuşan Kaplan, Roboski Katliamı'nı kınayarak, hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, “Adalet herkes için geçerlidir. Herkesin sığınacağı son liman bağımsız yargıdır. Sizin sonunuz da bağımsız yargıdır,” diyerek seslendi. 



Tek liste ile gidilen seçimde, Çanakkale İl Eş Başkanlığı'na Rahime Kanılga ve Şeyhmus Aslan seçildiler. Yönetim Kurulu üyeleri ise şu isimlerden oluştu: Ebru Çalışkan Helvacı, Serab Çakalır Türkmen,Sıdıka Güler, Mehmet Yavaş, Feyyaz Atlı, Mehmet Dağaşmaz, Nevzat Kutluay, Mehmet Şah, Çetin Avcı,Tenzile Zengin,Ömer Faruk Kırnıç, Mehmet Turhan.
                                               
HDP Çanakkale İl Eşbaşkanları Şeyhmus Aslan ve Rahime Kanilga




4 Şubat 2015 Çarşamba

Merkez İlçe Yönetimini Seçtik

Halkların Demokratik Partisi, 23 Kasım 2014'de, Merkez İlçe Kongresini gerçekleştirdi. HDP Merkez İlçe kongresinde Fisun Ömür Özer ve Bayram Güneş eş başkan seçildiler.

HDP Merkez İlçe Eşbaşkanı Fisun Ömür Özer'in konuşmasından


Halkların Demokratik Partisi Çanakkale Merkez ilçe örgütü kongresini Çanakkale Belediyesi Sosyal Tesisleri Nikah Salonu'nda gerçekleştirdi. Yapılan seçim sonucunda, Fisun Ömür Özer ve Bayram Güneş eş başkan oldular. HDP Çanakkale Merkez İlçe Örgütünden yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Gökçeada İlçe Kongremizin ardından HDP Çanakkale İl Kongremizi de tüm coşkusuyla, halkların, kimlik ve kültürlerin, inançların şenlik ve şöleni havasında, Yeni Yaşam'ın nüvelerini atmaya devam ederek gerçekleştireceğiz. Halkların Demokratik Partisi olarak tüm Türkiye’ ye yeni bir yaşam öneriyoruz. Yıpranan kardeşliğin ve insanlığın eşit temeller üzerinde ve demokratik bir ortamda yeniden tesis edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Çağrımız; Türkiye’ deki bütün halkların ve inançların birlikte, birbirine benzemek zorunda kalmadan, özgürce, demokratik bir yaşam inşa etmesi içindir. Bu çağrı aynı zamanda, bugün Ortadoğu’ da, sınırlarımızda, Irak ve Suriye’ de, Şengal’ de, Kobane Kantonu’nda yaşanmakta olan IŞİD barbarlığı ile insanlık dışı bir ortama sürüklenen halklar ve inançlar için de geçerlidir. İddiamız, yeni bir toplum sözleşmesi başta olmak üzere, demokratik değişime öncülük etmektir. Hedefimiz, yurttaşın hak ve hukukunu esas alan demokratik bir halk iktidarını inşa etmektir. Devletin ve hükümetin merkezileştiği ve aşırı güçlendiği bugünkü sistemde demokrasi ve özgürlükler daralıyor ve küçülüyor. İktidarı elinde tutanlar gücüne güç, servetine servet katarken, vatandaşın özgürlükleri her geçen gün kısıtlanıyor, cebindeki para her geçen gün biraz daha azalıyor. Bu gidişat artık değişmelidir. Toplumun ve yurttaşların büyüdüğü, devletin ve iktidar alanının küçüldüğü bir demokratik düzene geçiş artık kaçınılmazdır. Biliyoruz ki, kimliklere düşman olmayan bir devlet hepimizin fazlasıyla hakkıdır. Çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı bir toplum olarak hepimize eşit davranan adil bir düzen bizim için temel bir haktır."