Toprak hayattır. Toprak, bütün insanlığın rızkının gerçek kaynağıdır. Bizi doyurur, giydirir. Onun üzerinde otlayan hayvandan alırız çocuğumuza verdiğimiz sütü. Toprak yoksa, hayat yoktur, medeniyet yoktur, bereket yoktur.
Ama bugün toprağımız ölüyor, zehirleniyor. Çanakkale’mizde de tamamen yanlış politikalar sonucu, toprak ve topraktan geçinen köylü kaderine terkedildi. Bazen yapılaşmaya; bazen de sanayi, maden ya da enerji tesislerine açarak, büyük araziler sermaye sahiplerince kapatılarak insanımızın toprakla bağı kopartılıyor.
Bu yüzden Türkiye’nin şeftalisini, domatesini, zeytinini, kirazını, peynirini üreten Çanakkale köylüsü için tarım bir geçinme imkanı olmaktan çıkıyor. Tarım insanlığı doyurması gerekirken köylüyü fakirleştiriyor. Köylümüz de haklı olarak nisbeten daha iyi yaşayabileceğini düşündüğü alanlara yöneliyor. Toprağını, hayvanını satıp savıyor.
Bu gidiş iyi gidiş değil. Hem köylümüzü yoksullaştırıyor, hem geleceğimizi tehlikeye atıyor. Üstelik obezitenin de GDO’nun da lezzetsiz ürünün de sebebi bu kötü gidiş. Bizim yeniden köylerimizi canlı birer yaşam ve üretim merkezi yapmamız gerekiyor. Çiftçimiz geçimlik tarım yaparak, doğduğu yerde doymalı. Toprak hayatımızdaki bereket kaynağı yerini yeniden almalı.
HDP Diyor ki:
• Kumkale domatesi, Yenice kapya biberi, Bayramiç beyazı, Bayramiç elması, Lapseki şeftalisi, Umurbey kirazı, Bozcaada çavuş üzümü, Küçükkuyu zeytini zeytinyağı, Ezine peyniri, Çan sütü, Biga köftesi, Gelibolu sardalyesi, peynir helvası gibi değerlerimizi koruyacak, özel teşvikler verecek, et ve süt ürünleri ithal etmeyerek, Türkiye ve Dünyaya tanıtımı için gerekli politikaları üreticilerle birlikte geliştireceğiz.
• Köylünün ve tarımın bugüne kadar ihmal edilmesinin nedeni bilmemezlikten değil, bugüne kadarki hükümetlerin küçük üreticiyi değil, büyük sermayedarları tercih etmesidir. Ama hem köylünün hem dünyanın geleceği geçimlik tarımda. Onun için HDP iktidarında kredi, teşvik ve desteklerde öncelik geçimlik tarımda olacak. Büyük yatırımcılarda değil.
• Kooperatifler hükümetten bağımsız ve demokratik olacak. Emekçi sendikasız olmaz. Köylülerin kuracağı sendika ve küçük üretici birliklerini destekleyeceğiz.
• Yerel tohum kullanımını sağlayacağız. GDO’lu ürünü hayatımızdan çıkaracağız. Organik tarımı, semt pazarlarını destekleyeceğiz. Köylüye ürününü dolaysız satabilmeleri için ücretsiz tezgahlar vereceğiz.
• Köylünün maliyetleri gübre, su, elektrik ve mazot. Su ve elektriği ücretsiz vereceğiz, borçlarını sileceğiz. Gübre ve mazottan vergi almayacağız.
• Sanayileşmede öncelik giderek artan ve hayatımızı zehirleyen kirli sanayi yatırımlarında değil, tarıma dayalı sanayi tesislerinde olacak.
• Yırca’da yaşananları hepimiz biliyoruz. Enerji tesisleri için tarımın ölmesine gözyumuluyor. Enerji bölümümüzde okuyacağınız gibi enerji üretiminin tek yolu bu kirli tesisler değil. Biga yarımadasını işgal etmeye hazırlanan 11 yeni termik santral Biga tarımını öldürür. Bunun yerine yeni enerji seçeneklerini gündeme alacağız.
• Tüketici bilinçli olarak ürün tercih ederse bundan köylümüz de fayda sağlar.
Tüketiciyi bilinçlendireceğiz.
• Kısacası hem köylünün hem tüm toplumun hem de torunlarımızın çıkarı için köylüyü ve geçimlik tarımı destekleyeceğiz. Köyleri canlı yaşam ve üretim merkezi haline getireceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder